Okumuyor, Yazmıyor, İzlemiyor ve Dinlemiyoruz Okumaya vakit yok ki, anlamaya takat kalsın.
Okumuyor, Yazmıyor, İzlemiyor ve Dinlemiyoruz

Peki biz ne yapıyoruz?

Sosyal medyada oyun, bilgisayarda oyun oynuyoruz. Video ağlarında komedi veya erotik görüntüleri izliyoruz. Okumak gibi bir huyumuz zaten yok, olsa da iki konu dışında hiç bir konuya ilgi duymuyoruz. Futbol ve erotik hikayeler. Bu veriler arama motoru ve gözlem anketleri sayesinde tespit edilmiştir. 

Okuduklarımız kısa başlıklar. İlgi çekerse içeriğine bakıyor ama sadece ilk cümlesini okuyoruz. Onu bile tam saymamak gerekli. İlginç bir videoyu tam izleme huyumuz yok. İleri sarma ve yarıda kesip, kapatma huyumuz var. Film izlerken dahi ilk bölümleri atlıyor, film esnasında farklı işlere kafa yoruyoruz. İlk 15 dakikada, hatta 10 dakikada sarmayan, beğenmediğimiz hiç bir filmi izlemiyoruz; dahası kapağını beğenmediğimiz filmleri almıyor ve açmıyoruz bile. 
 

Haber mi Okuyoruz?

Evet, spor haberleri okuyoruz ama voleybol, tenis ve yüzme gibi sporlar bize göre spor değiller. 

Ders mi Çalışıyoruz?

Evet, dersten kapa kaldırmıyoruz. Bir siteye girip, bir iki konuya göz gezdiriyoruz ama o konuları not almak, ilave bilgilere bakmak gibi huyumuz yok. Zaten buna zaman da yok. Çünkü ders çalışırken, sözleri anlamsız bir pop şarkısı o esnada çalıyor ve bizim Facebook hesabımız hep açık. Gözümüz orada. ... Devamını Okuyun »
Kategori: Seyir Defteri | Okunma: 974 | Ekleyen: jungnet | Tarih: 14.09.2017 | Yorum (0)

Yaşam Kalitesini Artıran 20 Önemli Alışkanlık Ne istediğiniz ve neler yapabileceğinizin farkında olun.
Yaşam Kalitesini Artıran 20 Önemli Alışkanlık
  1. Su İçmek: Suyu oturarak, sakince için, hatta mümkünse 3 yudumda cam bardakta için. Plastik şişe ve bardaklardan uzak durun. 
  2. Aynaya Bakmak: Evden çıkarken aynaya bakın. Saç ve yüzünüzdeki olumsuzlukları yok edin, kıyafetinizi düzeltin ve uyum oranına bakın. Çevrenizden önce siz, kendinizi görüp beğenin. 
  3. Selamlaşmak: Selamlaşmak gerek çevreye, gerek kişinin iç dünyasına olumlu enerji yaymakta, etraftaki insanlarında olumsuz enerjilerini önlemektedir. Sözcük ve tarz ne olursa olsun, kitleye uygun selam vermeye özen gösterin. Sabahları komşularımıza "Günaydın, hayırlı sabahlar" gibi, kahvehaneye girerken "Selamın Aleyküm" gibi, iş yerine girişte "Merhaba" gibi... Yabancı dostlarımız var ise kendi dillerinde; "guten morgen, good morning, hayrun sabah..." şeklinde selamlayın. Bazen de tek bir söz söylemeden selam vermekte aynı davranış ve enerjiyi verir insana. Yolda geçen tanıdık veya yabancı fark etmeksizin selam verin. Gözle, başla, elle... fark etmeksizin selamlayın. Köpekleri, kedileri, ağaçları, sevdiğiniz mekanları, hatta beğendiğiniz kitapları bile selamlama alışkanlığı edinin. 
  4. Saç Taramak: Sabahları dışarı çıkmadan, akşamları yatmadan önce saçlarınızı tarayın. S ... Devamını Okuyun »
Kategori: Kalite & Nitelik | Okunma: 889 | Ekleyen: jungnet | Tarih: 14.09.2017 | Yorum (0)

Ülkemizde Kitap Okuma Okumak, anlamak ve yorumlamaktan sonra tatbik etme eylemidir.
Ülkemizde Kitap Okuma
Misal vermek gerekirse, bir okur okuduğu kitabı evvela anlamalıdır. Kitabın türünü, içerik ve vermek istediği öğüdü anlayabilmek bunun temel ilkesidir. Alımlama ise bu unsurların gaye ve olgusunu açıklayabilmek, kavrayabilmek gibi büyük bir iş gerektirir. Akabinde ise yorumlamak gelir ki, bu süreç zamanla yazma ve özetleme isteğini tetikleyecek ve yeni eserlerin oluşmasına vesile olacaktır. Ancak bunların ardından ise en önemli unsur geliyor ki bu, tatbik etmek yani uygulamak ve hayata geçirmektir. Okuduğumuz bir kitapta yalan söylemenin yanlış olduğu anlatılıyorsa ve kitabı bitirdikten sonra hala bir değişim olmaksızın kişi yalana devam ediyorsa hiç bir şekilde tatbik etmekten bahsedilemez. 

"Kitap, kişiye bir şey katmalı." diye söylemlerden ziyade, "Bu kitaptan ben ne kazanabilirim?" diye sormak daha evla olur.
"Ben, bana bir şey katmayan kitabı okumam." Doğru bir karar. Bu tarz kitapla zaman kaybetmeye değmez. Ancak bu tür kitapları anlayabilmek için evvela "Yok ki, bir kitap hayatıma etki edemesin." diyebilme erdemliliğini gösteriyor olmak önem arz eder. Sonrasında kişi zaten bu tarz kitaplarda dahi bir şey katmayacağını söylemeyecektir. Çünkü hayatımıza her kitap bir şey katmaktadır. Kimi faydalı, kimi zararlı, kimi faydasız... 
Bu nedenle bence bolca kitap ... Devamını Okuyun »
Okunma: 912 | Ekleyen: jungnet | Tarih: 11.09.2017 | Yorum (0)

Yaşam kalitesinin yegane unsuru okumaktır.
Yaşam Kalitenizi Artırın! Yaşam Kalitesini Artırmanın Yegane Nitelikleri

Yaşam Kalitesini Artırmanın 3 Önemli Yolu

  1. Düzinelerce makale, yazı ve liste vardır yaşam kalitesini artırmaya dair. Bunların hemen hepsi aynı şeylerden bir başka şekilde bahseder. Dolayısıyla üç önemli yoldan birincisi vakti boşa harcayıp, bunlarla uğraşmamaktır. 
  2. Bütün beşerin, nizam ve alemin en yegane değerlisi, yaşam kalitesinin artırılmasında da büyük role ve öneme sahip olan kitabın okunması olmazsa olmaz 2. önemli yoldur. 
  3. Bu önemli kitabın tebliğ ve harfiyen, adabı muaşere içerisinde hayatımıza geçirmek, tam manasıyla tatbik etmektir. 
Konuya detaylıca ve dayanaklarla bakacak olursak, kısacası durum şöyledir; 
  1. "Kitap Okuyun" der uzmanlar, tıpkı yegane büyük kitapta yazıldığı gibi; "Oku! seni yaratan tanrının adıyla oku ki, bütün mahlûkatı o yarattı."
  2. "Çok Çalışın" diyorken uzmanlar; demez mi ki yüce mevlanın elçisi, can resul Muhammet (S.A.V) ki, "Hiç ölmeyecek gibi bu dünya için, yarın ölecekmiş gibi ahiret için çalışın. Allah'ın sana verdiğinden (onun yolundan harcayarak) ahiret yurdunu iste; ama dünyadan da nasibini unutma...''(Kasas Suresi 77.ayet)
  3.  "Kendinize Vakit Ayırın" diye yazar her makalede, her uzmanın dinde nara olur bu söz. O halde bizler de sözü uzatmadan, yalana bulandırma ... Devamını Okuyun »
Kategori: Seyir Defteri | Okunma: 887 | Ekleyen: jungnet | Tarih: 08.09.2017 | Yorum (0)

Tatilbudur Anıları
Tatilbudur Anıları

Gel zaman git zaman genel merkezde çalışmaya başladım. Yeni yeni öğrenen, bolca soru soran birinden artık az da olsa uzman oluyor gibiydim. Kurumsal bir yerin keyfini yaşayacağım diye övünüyordum. Doğru, gayet kurumsal bir firmada çalışıyordum. Bir sıkıntı yoktu ama zamanla misafirlerin aşırı boğan şikayetlerinin artması ve farklı durumlardan dolayı huzursuzluk başladı. Kendi işimi, yabancı dille ilgilenme arzusu ağır basmıştı. İnternetten 3 - 5 dakikalık boş vakitlerde ki, bulabilirsem isteme bakıyor ve haber okuyordum. Ama sonra birden engel geldi. 2 - 3 site dışındakilerin hepsi engellendi ve bu uygulama sadece birkaç kişiye yapıldı. Bunlarda bizim gibi Tatilbudur’un asli bünyesinde olmayanlar içindi. Sonra haksız yere kendi hatalarını telafi maksatlı benim üzerimden cari uygulanması, beni tamamen kararımdan çevirdi. Artık burada çalışmak istemeyecektim. Ardı arkası gelmeyen bir farklı uygulama ile de artık yılmaya başlamıştım. Bayram vardiyası hazırlanmıştı. 2 kişi hariç herkesin haftalık iznine ilave bir gün bayram izni vardı ve bu izin bayramın ilk 3 gününe tekabül edebilmekteydi. Ama iki kişi hariç. Bayramın 3 günü de çalışıyordu. O kişiden biri de bendim. İşte artık son damlaydı bu. Ama henüz son nokta değildi.

Bir imkan olsa da çıksam, kendi işimi yapabilsem diye heves ve heva sarf edip duruyorum. Bu süreçte ayrıca evlenip, yuva kurabildim. Zamanın daha neler göstereceği, n ... Devamını Okuyun »

Kategori: Türkiye Anıları | Okunma: 959 | Ekleyen: jungnet | Tarih: 04.09.2017 | Yorum (0)

Mutlulara mutsuzluk diliyorum.
Mutlu Bayramlar
Böyle süslü ve abartılı, gizemli cümleler yazmak istemiyorum. Neysek o olalım derdinde yazıyorum. Böyle birilerine akıl hocalığı yapacak halim de yok. Saçma yazıyorsun. Hiç yazma daha iyi, diyen okurlara da kulak asacak değilim. Çünkü "Sanat, sanat içindir." diyorum ve yazmaya devam ediyorum. Bu sanat mı? Kişinin sanatı nasıl yorumladığına ve bakış açısına bağlı, değil mi? 

Daha çok mu çok yazmalarım var benim yüreğimde fırtına misali çağlayan ama bir türlü dilden dökülmeksizin yazıya düşen yahut yazılmaya dahi imkanı olmayıp, sözcüklerle anlatılamayan... Dolar almış başını gidiyor Avroya kavuşma çabasında. İşsizlik anlatılamaz safhada, adeta ülkede çalışan kişi yok gibi. İş veren bir seçici ve nazlı, iş arayan bir aciz de ne aciz. Yöneticilerin umurunda bile değilmişcesine reyting peşinde. Adı insan, özü isimlendirilemeyen bir zümre var ki, anlatmaya ne hacet. Savaşlarda çocuklar ölüyor, edebiyatçılar çaresizce kendini paralıyor. Herkes kendi aleminde ancak insanlık öte diyarlarda hiç uğramıyor. Her cerihada bir figan ve bir çaresizlik almış başını gidiyor. Kişiler mutsuz, kurumlar mutsuz, yuvalar mutsuz... 

Umuda sanki yolculuk ediyoruz da mutluluğu arıyor herkes. Her neyse umuda yol aldığını sanan ve mutluluk arayanlara mutsuzluklar diliyorum. Mutsuz olursak ancak mutluluğu arar ve buluruz. Mutlu kişi sahip olduğu şeyin kıymetini bilmez ve arama gereği de duymaz. Mutlu kişi mutlu etme gayesine ... Devamını Okuyun »
Kategori: Günce-Hatırat | Okunma: 1155 | Ekleyen: jungnet | Tarih: 01.09.2017 | Yorum (0)

Nitelik kazanmak ayrıcalık, kullanmak ise marifettir.
Nice nitelikler kazandırıyor hayat insana ve sonra bir hiç uğruna heba oluyor tümü bir anda hayatın cilvesi mi bizlerin niteliksizliği mi bu? 

"Var git yoluna devam et." Demek ne acı ve ne boş bir gayedir. Kişi kendine gelmeli de artık bir şeyler yapmalı. Mesleği, eğitimi, uğraşı ve konumu ne olursa olsun ama önemli bir gayesi ve bu uğurda harcadığı büyük çabası olmalı. Akabinde kalanlar teferruat olup, kısacası bu omru bir hiç uğruna değil, önemli bir uğurda heba etmek ve hayatı yaşamak gerek. 
Kategori: Seyir Defteri | Okunma: 892 | Ekleyen: jungnet | Tarih: 31.08.2017 | Yorum (0)

Digiturk Anılarım
Digiturk Anılarım

Bir gün benim haberim olmadan Plustelekom çağrı merkezi iş ilanına başvurmuştu. Aramaktan vazgeçip, Erzurum’a dönmüştüm. Bayram gelmişti ki, telefonum çaldı. Bayramdan sonra gelin görüşelim, denildi. Bayram sonrası tekrar İstanbul’a geri döndüm. Dayı oğlu ile görüşmeye girdim. Belgeleri ve tüm özellikleri sundum. İşe alınmıştım. Digiturk euro projesinde Almanca çağrı alacaktım ki, 11 temmuz itibarıyla başladı eğitimler ve ağır ağır Türkçe-Almanca çağrı almaya başladım. Benle beraber Almancı bir arkadaşım daha vardı. Hâlâ muhabbetimiz devam etmektedir. O almancada çok yardımcı oluyordu. Sonra bir gün yeni bir pozisyon açılacak ve seni düşünüyoruz dediler. Mülakat ve sınav sonrasında artık müşteri temsilcisi değildim. Eğitmen - Kalite Uzmanı olmuştum. İlk eğitim gurubunun eğitimiyle ilk başarıya imza attım. Almanca ve Türkçe çağrıları dinleyip, değerlendiriyordum. Gel zaman git zaman ocak ayında işler tam oturmuş ve artık başarı elde edilmişti. Lokasyon başarısında o dönem ki supervisor büyük rol oynamıştı. Sonra Digiturk, onunla çalışmama kararı aldı ve çöküş başladı. Dahası proje kapansın diye adımlar atılır oldu. Takım lideri de olmayınca o işte bize kalmıştı. 3 tl olarak son mücadeleleri verdik. Ama nafile… Bir cuma sabahı kahvaltı akabinde tazminat verilerek proje kapatıldı. An itibarıyla işsizlik başlamıştı. Benle beraber kız kardeşimde benle Digiturk’de çalışıyordu. Hemen başvuru ve görüşmelere başladık. ... Devamını Okuyun »

Eklenti: Görsel 1 ·Görsel 2
Kategori: Türkiye Anıları | Okunma: 987 | Ekleyen: jungnet | Tarih: 29.08.2017 | Yorum (0)

Tatile mi? Bir kez daha düşünün.
Giden bir çok tatilci internette reklamı gibi olmadığını belirterek bazı otellerden memnun olamamaktadır. Bu hususta paranızı çöpe atıp, zamanınızı heba etmenize ve tatili eziyete çevirmeye gerek yok. 
Kategori: Gelişi Güzel | Okunma: 885 | Ekleyen: jungnet | Tarih: 26.08.2017 | Yorum (0)

Her metin bir şey ifade edecek diye bir şey yok.
Blog detayı yok. Detaylar hayatın ta kendisinde. Zamanla anlatmaya devam edeceğim. Okunsun diye değil, yazmak ve ifade etmek için. 
Kategori: Günce-Hatırat | Okunma: 1012 | Ekleyen: jungnet | Tarih: 12.08.2017 | Yorum (0)

« 1 2 3 4 5 6 ... 9 10 »