Wenn wir ein Tag bedauern! - Ya bir gün pişman olursak!

Wir leben, arbeiten, lernen. Das Leben geht weiter und vergeht es sehr schnell. Was gibt es am ende des Leben? Wissen wir das? Wenn wir wissen, was machen wir? Sind wir richtige Weg? Leben wir richtig und ehrlich? Wenn wir falsch machen. Wenn wir letzte des Leben bedauern, was machen wir? 
Wenn es zu spät ist? In diesem Artikel habe ich über diese Frage etwas geschrieben. Der Artikel ist auf Türkisch.

Günler, aylar, yıllar dur durak demeden ilerliyor. Tarih yeni olaylar, yeni eylemler bir film kurgusu gibi yazıyor. Her şey biz insanların üzerinden kurgulanıyor. İnsanların var olması adına her şey yok ediliyor, aslında insanın yok edildiğinden habersiz. Ömür su gibi akmakta. Bugün o, yarın bu, bir sonra ki gün bir başkası derken, bir de bakmışız ki sıra bizde. Her birimiz bir iş, bir uğraş peşinde. Kimimiz başarıya koşuyor, kimimiz yerinde sayıyor. Peki, gerçekte durum böylemi? Başarılı gördüklerimiz asıl anlamda başırılı mı yahut başarı dediğimiz kavram nelerden ibaret? Facebook, Twitter, Google gibi milyarlarca sitenin yer aldığı bir âlem ve bu âlemin başrol oyuncuları biz insanlar. Gazete, kitap degi gibi yazılı basım araçları ve tümü insan üzerine odaklanmış. Okullar, işler, Eğlence ve yaşamı kolaylaştıran her türlü araç ve gereçler, tümü biz insanoğlu için yapılmış. Peki, bunlar gerçekte hayatımızı kolaylaştırıyor mu? Her şey 70 yahut 80 yıllık ömür mü? Yaptıklarımız içerisinde hiç biri yok ki, ölümle beraber götürelim. Peki, düşünmek gerekmez mi ki, ölümle birlikte her şey de ardımızda kalıyor. Yalnız geldik, yine yalnız geri dönüyoruz. Ama ne garipti işte, sanki evvelimizde bizimmiş gibi, sahip olduklarımıza ağlıyor, ardımızda götürecekmiş gibi çabalıyoruz.
 
Hayat denilen bir damla su misali. Kimi zaman büyük, kimi zaman küçük damla olarak yüreğimizde şekillenmekte, ruhumuzu  aydınlatmakta. Peki, her şey ne için? Biliyoruz öleceğiz. Her şey bir gün yok olacak. O halde dev binalar, dev yapılar, büyük teknoloji ve araçlar ne diye. Daha ötesi, insanlığın bu denli rezil rüsva oluşu ne diye? Savaşlar, katliam ve işgaller ne diye? Her şey anlamsız ve boş. Hobilerimiz, mallarımız, çoluk çocuk ve dünyevi maşallah her şeyimiz var. Ama derdimiz de var. Falancasında filan var bende neden yok derdindeyiz hepimiz.
Hiç kimse yok ki yalnız ve bir şeye sahip olmadan yaşam sürsün. İyi veya kötü herkesin sahip oldukları var. Borcu olmayan şehirli yahut derdi olmayan insan tanıyanınız var mı? Hayatında hiç âşık olmayan ve ya bir dostuna kırılmayanınız var mı? Yazmak için yazıyorum bu satırları sadece. Düşüncelerin allak bullak olduğu, her şeyin anlamsız olduğu anlardan bir an içinde yazıyorum bu satırları.
Durumu anlatmaya çalıştıkça ben, onlar hayatı yaşayacaksın diyorlar. Hayatı yaşamaktan kasıt ne? Hayat nasıl yaşanır? Diskolara gideceksin, Partilere katılıp, kendini kaybedene dek içeceksin. Kadınlara ve paraya dur diyeceksin. Sıraladıkça sıralanan olgular bunlar. Peki ya hiç biri zevk denen duyguyu vermiyorsa, ya hepsi boş ve anlamsız geliyorsa. Hareketli,  eğlendirici müzikler bana üzücü ve kırıcı haz veriyorsa, zevk aldığımız, hayatımı yaşadığımı kim iddia edebilir ki.
 
Bazen hani zaman öldürmek deriz ya, ömrümüzde de zaman öldürdüğümüzü ve bunun pişmanlığını da bir gün yaşayacağımızı düşünüyorum. Bu yaptıklarımızın aslında yapmamamız gerektiğini düşünsenize. Ya biz bu dünyaya eğlenmek, parti yapmak için gelmediysek. Ve bizi bekleyen biri varsa. Ölüm dünyadan göçüp, başka bir hayatta var oluşsa. Asıl gerçek ölümden sonra başlıyorsa. İşte o zaman yaptıklarımıza pişman olmayacak mıyız? Ya hayatımızı yaşayalım, film izleyip, eğlencelere dalıp, ömrü böyle sonlandırdığımızı varsayalım. Peki ya sonra? Ya bir gün pişman olursak ve her şey çok geç olursa, işte o zaman biz ne yapacağız.
Anlatmakla bitmez bu anlamsız, sıradan yazım. O yüzden burada kısa kesmek ve bitirmek istiyorum. 

Değerlendirme: 5.0/1
Sayaç: 1438 | Ekleyen: jungnet | Etiket: pişmanlık, Wenn wir ein Tag bedauern! - Ya bir
Toplam Görüş: 0
avatar